Akıllı kelimesini duyduğunuzda aklınıza ilk gelen şey nedir? Telefon, saat, ev gibi birçok nesne gelmiş olabilir. Bu yazıda asıl değinmek istediğimiz nokta neden bu nesnelere akıllı dediğimiz. Yani bu nesneler ne yapıyor da akıllı hale geliyor hiç düşündünüz mü? Tabi ki de bu nesnelerin akıllı hale gelmesindeki en büyük payı internet oluşturuyor. İşte tam bu noktada IOT karşımıza çıkıyor. Peki nedir bu IOT gelin biraz daha yakından inceleyelim.
IOT (internet of things) yani nesnelerin interneti, benzersiz bir kimlik numarasına sahip bilgi üretebilen ve bunu internet aracılığıyla paylaşabilen tüm bilgi işlem cihazlarının kendi aralarında oluşturdukları Dünya çapında yaygın bir ağda belirli bir protokol ile iletişim içinde olmalarıdır. Kısacası açma kapatma düğmesi olan her cihazın birbirine ve internete bağlanmasıdır.
1999 yılında ilk kez “Kevin Ashton” tarafından kullanılan bu kavramın ilk örneğini 1991 yılında Cambridge Üniversitesi’n de yaklaşık 15 akademisyenin kahve makinesini izlemek için kurduğu sistemde görüyoruz. 2001 yılına kadar kullanılan bu sistem kahve makinesinin görüntüsünü dakikada 3 kez bilgisayar ekranlarına göndererek “nesnelerin interneti” kavramının ilk örneği olarak tarihte yerini aldı. Günümüzde ise kullandığımız bir akıllı saati ele alalım. Bu akıllı saat gittiğimiz mesafeyi, attığımız adım sayısını, kalp ritmimizi, kandaki oksijen miktarı gibi birçok değeri sizden habersiz her saniye kontrol ederek bu verileri telefonunuzla veya bilgisayarınızla paylaşıp sağlığınızla ilgili analizler yapar. Sağlıklı yaşam için daha fazla yürümek, koşmak, uyumak gibi birçok sonuca varır ve bizi bu yönde önlemler almak için uyarır. Şimdi ise “TP-LİNK” tarafından üretilen “Tapo P100” akıllı prizi ele alalım. Normal bir prize taktığınız anda çalışmaya başlayan bu cihaza herhangi bir elektronik aygıtınızı bağladığınızda Dünya’nın neresinde olursanız olun telefon uygulaması sayesinde cihazınıza erişip gücünü açıp kapatabilirsiniz. Buna ek olarak “Google Asistan” ve “Amazon Alexa” gibi sesli komut özelliğine sahip cihazlara bağlayabilir ve onlar üzerinden prize komut verebilirsiniz. Bunun gibi birçok örneği olan IOT teknolojilerinin kullanıldığı cihaz sayısının 10-11 milyar seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. Hatta ve hatta IPv6 protokolüyle birlikte bu sayının 2022 yılı itibariyle 50 milyar seviyesine çıkması tahmin ediliyor.
Birçok alanda bizlere fayda sağlayan IOT teknolojilerinin elbette bazı olumsuz durumlar ortaya çıkardığını da belirtmek gerekir. Bunlardan en önemlisi birbirine bağlı cihazların oluşturduğu veri miktarı. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi IOT teknolojilerini kullanan cihazların sayısı gün geçtikçe hızla artıyor ve artmaya devam edecek. İnanılmaz derecede artacak olan bu veri miktarı bir süre sonra işlenmesi zor ve karmaşık bir hal alabilir. Bu durum tahmin edebileceğiniz gibi bu cihazlardan hiçbir fayda ve kolaylık sağlayamamak anlamına geliyor. Dikkat edilmesi gereken ikinci bir nokta ise ortaya çıkacak olan bu miktarda verinin güvenliği ve gizliliği. Bilindiği üzere Dünya üzerindeki birçok sisteme milyonlarca saldırı yapılıyor ve önemli veriler maalesef kötü niyetli kişilerin eline geçiyor. IOT teknolojilerinin kullanıldığı cihazlarda da birçok insanın kişisel ve özel bilgileri bulunmakta. Bu verilerin çalınması çoğu kişiyi ve kurumu olumsuz yönde etkileyebilir ve hatta bu teknolojilere karşı olan güvensizliği arttırabilir.
Birçok iyi ve eleştirilebilir yanı bulunan IOT sayesinde gelecekte belki de herkesin hayal ettiği gibi akıllı bir Dünya da yaşayacak, birçok nesneyi ve insanı birleştirdiğine tanık olacağız. Kimileri için bu birleşme korkutucu görünse de belki de Dünya’yı kurtaracak olan budur. Ne dersiniz?